Şanlıurfa’nın 44 km güneydoğusundaki tarihi Harran kentinin adı Sümerce ve Akadca; seyahat, kervan, kesişen yollar anlamındadır. Hz. İbrahim'in Filistin'e gitmeden önce bu şehirde oturduğundan Harran’a “Hz. İbrahim'in şehri” de denilmektedir.Asur ve Babil dönemlerinde gök cisimlerinin kutsal sayıldığı Paganizmin önemli bir merkezi olan Harran’da bu dinin baştanrısı Sin'in tapınağı bulunuyordu. İlk çağdan beri varlığı bilinen ünlü Harran okulundan Cabir bin hayyan, El-bettani, Sabit bin kura, İbn-i teymiye gibi dünyaca ünlü âlimler yetişmiştir.
Harran, 1260 Moğol istilasında tahrip edilmiş ve harap bir şekilde günümüze gelmiştir.
Sur içindeki höyük Harran'ın antik çağlara ait kalıntılarını barındırmaktadır. Harran’da; konik kubbeli evler, şehir surları, Emevi devrinden kalan iç kale, Emevi Halifesi II. Mervan zamanında 750 yılıda yaptırılan Anadolu’nun ilk camilerinden Ulu Cami kalıntıları, İbrahim Peygamber'in torunu olan Yakub Peygamber'in Harran’a geldikten sonra dayısının kızı Rahel ile karşılaştığı kutsal kuyu, 1185 yılında Harran’da vefat etmiş Şeyh Yahya Hayat el-Harrani Hazretleri Camisi ve Türbesi görülecek yerlerdir.
Harran’dan başlayıp çoban mağaraları, Bazda mağaraları, Han el ba’rür kervansarayı, Şuayb şehri harabeleri ve Soğmatar ören yerini bir günlük turla gezmek mümkündür.
Harran-Soğmatar yolunun 16. kilometresindeki köy içerisinde bazda mağaraları görülmeye değerdir